810 kişilik, 30dk Hazırlık, 25dk Pişirme. Hülya MARAŞ 218 3. Siz de gün içinde akşam menünüzü oluştururken kararsız kalıyor musunuz? O halde, aileniz ve sevdikleriniz için birbirinden lezzetli, besleyici ve ekonomik yemek çeşitleriyle çorbasından salatasına, her gün için özel oluşturduğumuz bugün ne pişirsem menü Kocambağırıyor. Şiddet her zaman fiziksel değildir: Kocanız ya da sevgilinizin sizi sürekli aşağılaması, psikolojik (duygusal) şiddettir. Duygusal şiddet kanunlarda yasaklanmıştır, ve bir boşanma sebebi sayılmaktadır. Eğer boşanma kararı alırsanız, doktordan alacağınız Psikolojik Durum Raporu size destek olacaktır. Faydasıolacağını düşündüğünüz konuları bizimle paylaşırsanız elimizden geldiği kadar bilgimiz doğrultusunda videolar çekebiliriz. DünyaLiderleri 2015 yılında, 2030'a kadar 3 önemli işi başarmak için 17 Küresel Amaç üzerinde uzlaştı. Aşırı yoksulluğu sona erdirmek. Eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele. İklim değişikliğini düzeltme. Sürdürülebilir kalkınma için Küresel Amaçlar bu taahhütleri gerçekleştirebilir. Bütün ülkelerde. Tüm Eşinizöldüğünde, siz ve onun 401'i (k) arasında neredeyse hiçbir şey elde edilemez. Federal yasalar sizi otomatik yararlanıcı yapar: Bir başkasını adlandıran bir feragatname imzalamadıysanız, para sizindir. CqwAI. 1 Pek çok kadın, Eşimle mutluyum ama kocam yorgunluğunu bahane ederek beni reddediyor” diye dert yanıyor. Hanımlar, eşinizi zorlamayın ama üzerinize düşeni en iyi şekilde yapın. Erkeğin ilgisini çekin, güzel giyinin, bakımlı olun ki cinsel hayatınız renklensin, mutluluk sizi bulsun. 2 Şüphelerim var24 yaşındayım. 19 yaşında bir kız arkadaşım var. Aşırı ısrarım sonucu ilişkiye girdik, kan gelmedi. Kan gelmeyince şüphelendiğim için kız artık bana karşı soğuk. Ona kızlık zarıyla ilgili soru sormalı mıyım? Benden iyice soğur mu? Ne yapmalıyım?CEVAPOkurum, kızın geçmişi hakkında soru sorma hakkını nereden buluyorsun? Diyelim ki soruyorsun. Neyi soruyorsun? Kızın namusunu sorguluyorsun. Ama namusun kızlık zarına ekli olmadığını bilirsin. Kanamayan, esnek kızlık zarları var. Hadi onu da geçelim. Sen bu kızla evlenmeyeceksen. Kızlık zarı yerinde olsa da olmasa da kızla oynadın. Senden sonra bu kızla evlenecek erkeğin kıza soru sormasının sorumlusu da sen olmayacak mısın?Karşı koyamıyorum20 yaşında kızım ve 2 yıldır bir erkek arkadaşım var. Öpüşmeye başlayınca ona karşı koyamıyorum. Bu durum beni endişelendiriyor. Doktora gitmeye cesaretim yok. Zarım yırtılmış olabilir mi?CEVAPOkurum, güzel kızım, bildiğin yolda devam. Kızsın. Söylediklerinde bir adım öteye geçersen korkuların gerçekleşebilir. Ama bu söylediklerinden korktuğun anlamda bir sorun yaşamayacaksın. 3 Nişanlım istemezse?23 yaşındayım, martta evleneceğim. Hiç cinsel ilişkiye girmedim. Nişanlım evlenmeden önce ilişkiye girmek istiyor. Hep kaçıyorum çünkü penisim 14 santim. Görünce evlenmekten vazgeçer diye korkuyorum. Cinsel organım ameliyatla büyütülebilir mi?CEVAPDeğerli okurum, penisin aslanlar gibi normal. Kafanda geliştirdiğin, büyüttüğün kulaktan dolma yanlış bilgilerle oluşan büyük penis özlemin çok da özenilecek bir şey değil. Büyümesine gelince Sadece ameliyatla büyür. En fazla 1-2 santim uzar ama sana kök söktürür. Sonunda o bölgenin düzeni de değişeceğinden sen zararlı boşalıyorum23 yaşındayım, cinsel deneyimim yok. Arkadaşlarım benimle dalga geçiyor. İncinen gururum yüzünden mastürbasyon yapamaz oldum. Maç eksiğim erken boşalmaya neden olur mu?CEVAPDeğerli okurum, ayrıntılar üzerinde durma. Temel yapıyı oluştur. Bir kız arkadaşınla konuş, parkta oturun, muhabbet edin, çay için. Onlara duygusal açıdan yaklaş ve alış. Cinsellik yolu kendiliğinden açılır. Çünkü cinsellik zorlamaya gelmez. Zorlandığında da bozuk çalar. 4 Hamile olabilir mi?19 yaşındayım, 2 yıldır birlikteliğim var. Son 1 yıldır kız arkadaşımla ilişkiye girmeye başladık. Bu aralar kız arkadaşımın midesi bulanıyor. Ama ben hiç vajinasına boşalmadım. Acaba kız arkadaşım hamile kalmış olabilir mi?CEVAPDeğerli okurum, bacak arasına akan meniden kızlar gebe kalabilir. Oranı zayıftır ama dikkat etmek gerekir. Şu anda uzaktan karar vermek zor. Adetini görmezse 15-20 gün sonra bir test yaptırırsınız durum yaparken kan geldiKimseyle ilişkiye girmedim. Çok spor yapıyorum. Ama bacak açıcı hareketlerden uzak duruyorum. Birkaç hafta önce spor yaparken benden kan geldi. Adet değildi. Arkadaşlarım “Kızlık zarın yırtılmış olabilir” dediler. Çok korktum. Doğru olabilir mi?CEVAPSevgili yavrum, hiçbir şey yapma. Bacak açılan hareketlerle kızlık zarı bozulsaydı hiçbir kızın kızlık zarı yerinde kalmazdı. İstediğin hareketi yap, spordan asla vazgeçme. Erkeklerden, cinsellikten korkunu biraz azalt. Sonunda vajinismus olarak karşımıza çıkma. Duyduğun olumsuzluklara da inanma. 5 Zar kapanır mı?Bir kızla bir kez ilişkiye girersen kızlık zarının kapandığını duydum. Arkadaşım bir kızla ilişkiye girdi ve ne yapacağını bilmiyor. Duyduklarım doğru mu?CEVAPOkurum, kızlık zarı yırtılmışsa kapanmıyor. Zedelenmişse kendini koruyor. Yani kalan bölüm başka ilişkide kanayabiliyor. Asıl önemlisi tümüyle kızlık zarı yırtılmış bile olsa bazı büyük penisler yeniden kanamaya yol seviyorum36 yaşında, alımlı, güzel, çekici bir kadınım. Dört yıllık evliyiz. Ben cinselliği seviyorum. Ne zaman birlikte olmak istesem, kocam hep yorgun ve başı ağrıyor. Acaba beni aldatıyor mu? Ne yapabilirim?CEVAPSevgili okurum, yazık yavrum sana. Kocanınki gönül yorgunluğu. O bilinen meşhur bahaneyi öne sürüyor, “Başım ağrıyor” diyor. Erkek adamın bu konuda başı pek ağrımaz. Aslında bu bahane kadınlara özgüdür. Bu işte bir iş var gibi geldi bana. İlk günler nasıldı ve sonradan ne oldu? Bunları bana bildir. Ama sen de biraz kadınsı, sıcak davran. Kocanı güzel, kıyafetlerle karşıla, arada süprizler yap. Hareketlerini, konuşmalarını iyi takip et. Belki isteklerine dair birkaç ipucu yakalarsın, kolay gelsin. 6 Karar veremiyorum22 yaşındayım, 2 kız arkadaşım var. İkisini de seviyor ve ilişkiye giriyorum. Bana en çok zevk verenin hangisi olduğuna karar veremiyorum. Ne yapayım?CEVAPAyıp be oğlum. Böyle bir hayat olur mu? Geçmişte yaşadığın hayatı da göz önüne al ve kendinle hesaplaş. Unutma ki o yüreklerinden kopardığın bir parçanın yeri kabuk bağlasa da hayat boyu izi kalıyor. Yazık değil mi kızlara? Sen de hiç acıma duygusu yok mu? İnsaf, zevk ve insanlık karıştırarak kimliğine monte et. Normal bir genç olmaya çalış, ananı, babanı da soru yok!Aldatmak istemiyorum20 yaşındayım. Mastürbasyon yapıyorum. Çünkü zevk almıyorum. Onun yerine kız arkadaşımla oluyorum. Ciddi bir ilişkim var. Evlenmeden önce ilişkiye girmek istemiyoruz. Onu aldatmak istemiyorum. Ne yapayım? 7 CEVAPOkurum, önce kız arkadaşınla mutluluk dilerim. Ama ondan önceki kızlar ne olacak? Onlar ana kuzusu değil mi? Önüne gelenle yat kalk, sonra çöp sepetine at. Maşallah ne delikanlıymışsın, yakışır mı sana? 20 yaşında insan evlenir mi? Mastürbasyon yapıp yapmamana sen karar vereceksin. Ama senin hakkında ben karar verecek olsam, ki kendimi o yetkide görmüyorum, ilk sözüm 30 yaşından önce evlenme olur. İkinci sözüm de onun bunun duygularıyla oynama olur. Üçüncü sözüm de bu kızla evleneceksen, ailene ve onun ailesine anlat. Sorumluluk sorularıBenimki kısaldıEskiden boyu 18-19 santim arası olan, istemsizce, kendimi kasmadan kalp gibi atan ve dik duran cinsel organımın boyu 14-15 santim oldu. Sertleşme sorunum var, erken boşalıyorum. Nasıl bir tedavi önerirsiniz? 8 CEVAPDeğerli okurum, yavrum o patiska kumaş mı ki zamanla çeksin? Ne o, yoksa kriz seni mimledi, can evinden mi bipledi? Cinsel organ zamanla kısalmaz, dengeleri bozmaz. Ama bizim vatandaş yok yere takar aklına, uzasın diye delirdikçe delirir. Sonunda duruma göre zamanla uzatır da kısaltır da. Sertleşme sorunun için en yakın zamanda bir uzmandan yardım al. Senin kuş daha 50 yıl ötecek, ne var bunda dert hangisini sever?25 yaşındayım. Kadınlar büyük penisli erkeklerden daha mı çok hoşlanırlar acaba?CEVAPDeğerli okurum, buyur buradan yak. Yani kadınlar insan değil bir robottan hoşlanıyorlar öyle mi? Canlı varlıkta ruh var, akıl var, insanlık var. Meslek, karizma, bilgi, görgü, görüntü, daha neler neler var. Bunların tümünü birkaç santim fazla et parçasına kurban mı edelim? Aslında çoğu zaman tersi olur. Büyük penis kadınlara ağrı ve eziyet verir. Her şeyin olduğu gibi aklın da, eğitimin de normali vardır. Bu son ikisi sende ne ölçüde bilmek sözüGözyaşlarınız başkalarının neşe kaynağı olmasın. Birlikte bekledik onu.. Aslında gelmesi öngörülen tarih 20 Nisan 2016 idi.. Ama öyle iri bir bebekti ki şişko Mehmet Bulut 30. haftamda 34 haftalık ölçümler veriyordu ultrason cihazı. 30. hafta kontrolümde doktor iri bir bebek olduğundan normal doğumun riske girdiğini söylemişti. 4 kilogramın üstünde olursa yıpranacağımı söyledi. Bu beni 3 gün ağlatmıştı hatta instagramdan sizlerle paylaşmıştım bu durumu. Normal doğum yapmayı çok istiyordum. Okuduğum doğuma hazırlık kitapları ile zihnimi, gittiğim yoga dersleri ile bedenimi buna hazırlamıştım. Bebeğim iri diye sezeryan olma fikri bana korkunç gelmişti. Bir sonraki doktor kontrolümde normal doğumu çok istediğimi anlattım doktora. Zaten doktorum Telal Doğruel normal doğumu destekleyen biriydi. 34. haftamda bebeğin iri olmasından ötürü erken gelme ihtimali olduğunu söyledi ve olası bir erken doğumda bebeğin ciğerlerinin hazır olması için bana bir iğne vurdurdu. Benim gibi tez canlı ve heyecanlı bir anne başladı bebeğini erken gelecek diye beklemeye. Ama bizim şişkonun rahatı pek yerindeydi. Her sabah yapılan yürüyüşler, evde dans etmeler, vosvosla gezmeler bile çıkaramadı canım portakalı oradan. Bekle bekle da girmiş olduk. Doktorum sezeryanın lafını etmez olmuştu. İki günde bir gittiğim nst ve doktor muaynesinde her an gelebilir diyordu. Bende izlediğimiz dizilerden filmlerden etkilenmiş olmalıyım ki hep gece bekliyordum o sancıları. Ama fos, tık bile etmedi. 39. Hafta biterken 11 nisan pazartesi günü doktor her şey mükemmel dedi; su oranı, plesenta, bebeğin pozisyonu, nst sonuçları… Her an beklemeye devam ediyorduk. Artık çok yaklaşmıştı.. 14 nisan perşembe günü yeniden nst ye gittim. Sonuçları doktora verdim “harika” dedi. Gel ultrasona da bakalım dedi sonra. Bebek 4 kg dedi. Yüzü asılır gibi oldu. Karnımın üstünde gezdirirken aleti “Bak, şu beyaz görünen çizgiler plesantanın yıprandığı yerler.. Plesanta yaşlanmaya başlamış” dedi. Daha pazartesi günü yolundaydı her şey dedim. Muayne bitince, cumartesi gününe kadar bebek kendi gelmezse doğuma gelecek gibi gel dedi bana…İri bebekler dürtülmek isteyebilir. Muayne ederiz, suni sancı ile yapabilirsen normal doğum deneriz gidişata göre sezeryana alırız dedi. Hep duyuyordum, doktor doğumdan önce 4 kg demiş, Bebek 3600 doğmuş, 3900 demiş 3550 doğmuş falan. Bende bebeğimin 3750 falan doğmasını öngörüyordum Haftalardır her an geldi gelecek diye beklediğim bebeğime kavuşmak için saatler kalmıştı. Şaşkındım. Aslında normal doğum istememin bir nedeni de bebeğimin kendi istediği zaman bana gelmesiydi. Böyle planlı programlı doğuma gitmek beni endişelendirmişti. 15 Nisan cuma akşamı hala kendi isteği ile gelmesi için onunla konuşuyordum. Sonra hamileliğimde onun için tuttuğum günlüğe şu satırları yazdım “… Her an gelirsin diye bekliyorum, Artık sabrım kalmadı ve yarına kadar gelmezsen bir kaç saatin var hastaneye gidip bana suni sancı yapmalarına izin vereceğim. İnşallah çok kolay kısa bir doğum olur. Aklımda olmasını istediğim tek şey sana kavuşacak olmak. Başka bir şey düşünmek istemiyorum. Umarım her şey yolunda gider. Seni kucağıma aldığım an hayat yeniden başlayacak biliyorum. Bunu düşünmek bile gözlerimi dolduruyor. Sulugöz bir annen var şişko! Bekliyorum gel kollarıma, Annen Seroş…” Ve 16 Nisan 2016 sabahı uyanıp sıcak bir duş ile güne başladım. Sonra güzel bir kahvaltı ettik. 2 kişi olarak çıkacağımız yuvamıza 3 kişi döneceğimizi bilerek biraz endişeli, çokça heyecanlı saat 8 gibi hastaneye gitmiş olduk. Hatta ben bir video çektim Mehmet Bulut’um için. “Bu yuvadan karnımda ayrılıyorsun, döndüğümde kucağımda olacaksın” dedim ona Babamız daha tedirgindi. Bense nasıl bir günün beni beklediğinden bir haber gülüyordum şapşal şapşal. Yapılan muayne sonucu normal doğum için bir engel olmadığına karar verdi doktor ve ebeler. Doğumhanede bize bir oda verdiler. Kaç saat süreceği belli olmayan bekleyişimiz saat 9 gibi bana verilen bir kas gevşetici ile başlamış oldu. Önce çok güzeldi her şey. Kas gevşeticinin etkisi ile sancılar başladı. Ama canımı yakmıyordu, ufak ufak geliyor geldiği zaman derin nefes alıp vererek atlatıyordum. Saat 11 olmuştu ki iki dakikada bir gelmeye başladı sancılar. Pilates topumu beraberimde götürmüştüm hastaneye. Başladım üstünde zıplamaya Sancılar geldiğinde derince nefes alıyor, gittiğinde odadaki muhabbete ortak olmaya çalışıyordum. Annem oldukça endişeliydi. Halbuki benim idolümdü kendisi. Beni, bir küçüğümü hatta ikiz kardeşlerimi bile normal doğumla dünyaya getirmişti. Ama sanki hayatında doğum yapmamış gibi korku dolu bakışlarla bakıyordu bana.. İrem-Ecem ikiz kardeşlerim benim fotoğraflarımı çekip gırgır yapıyorlardı. Gülüyordum sancılar gelene kadar. Yüzümdeki ifadeden sancı geldiğini anlıyorlardı. Güneş doğumu fotoğraflamak için sabahtan itibaren yanımdaydı. Ama doğumda fotoğraftan çok sol başımda bana tam destek oldu. Tüm bu harika fotoğraflarla yeniden o günü yaşıyorum sanki. Saat 1300 gibi yeniden muayne oldum. Pek bir yol katedememiştik. Doktor bebeğin suyunu patlattı ve doğumu hızlandırdı. Suni sancı iğnesini de vurulunca sancılar kuvvetlice gelmeye başladı. Doğumhane koridorunda elimde şekerli suyun olduğu serum ile yürümeye başladım. Sancı geldiğinde durup derin derin nefes alıp geçtiğinde yeniden yürüyordum. Ne kadar sürecekti bu bilmiyordum tek isteğim bebeğime hemen kavuşmaktı. Saat 1400 sıralarında doktor yeniden geldi ve muayne etti. Gelişmeler iyiydi ama süreç hala ağırdı. Sancılarım artık beni bağırtacak kadar kuvvetli geliyordu. Derince bir nefes alıyor, verirken sadece bağırabiliyordum. Doğumhane koridoru benim sesimle çınlıyordu. Kocam, annem, kayınvalidem, kız kardeşlerim, görümcelerim, yanımda olan arkadaşlarım bu halime bir hayli üzgündüler. Herkes çaresizce beni izliyordu ama bebeğime kavuşmanın da başka yolu yoktu. Saat 1500 olduğunda annem muayneye benimle girdi. Doktoruma epidural anestezi yaptıralım mı diye sordu. Doktorum da sancıların yok olacağını, doğumun da hızlanacağını söyledi. Bana kalsa ben en doğal doğumu istiyordum. Müdahalesiz, ağrı kesici olmadan hatta neredeyse evde doğum ancak suni sancı olunca işler başkalaştı, annemin yalvaran gözlerle “kızım yapalım” demesinin üstüne sancılar içinde kabul ettim epidural olmayı. Sancılar o kadar yoğunlaşmıştı ki yürüyemez hale gelmiştim. Epidural olacağım için, bir doz daha suni sancı verdiler. Ameliyathaneye aldılar beni. Ömrümde ilk kez giriyordum. Hep anlattıkları gibi soğuk bir yer. Sedyeyle oturdum. Belimden iğne vuracaklardı. Tek düşündüğüm sana kavuşacak sürenin azalmasıydı. Kıpırdamamak gerekiyordu. O şırada sancı geldi beklemelerini istedim. Anestezi doktoru bunun hissettiğim son sancı olduğunu söyledi. Belki beş dakika kaldım içerde ama sanki yarım saat gibiydi. Bir tekerlekli sandalye ile çıkardılar beni oradan yeniden doğumhane koridoruna aldılar. Ameliyathane kapısında babam, kocam, annem herkes öyle endişeli bakıyorlardı ki yüzüme… Yatağa yattığımda sancıların gelişini hissediyordum ama bağırmadan atlatabiliyordum. Sancılar tamamen geçecek sandığım için belki de… İkinci suni sancı iğnesinin etkisi mi bilmiyorum sancılar epiduraldan önceki halden daha korkunç bir şekilde gelmeye başladı. Her seferinde sabırla geçmesini bekledim ama yok, geçmiyordu. Bir doz daha epidural yaptılar ama nafile. Kalkıp yürümemi istediler, baktım ki sağ bacağım tutmuyor. Üstüne basamıyorum. Bana ağrı eşiğimin düşük olduğunu eğer epidural olmasam sancılardan bayılacağımı söylediler. Sonradan öğrendim ki epidural tutmamış! İyi ki de o an anlamadım bunu. Çünkü ben her an geçecek diye beklerken böyle iki saat atlattım. Yeniden muayne olduğumda açıklık 7 cm olmuştu. Geriye kalmış 3 cm. Çok az kald dediler yürümemi söylediler. Ama ayaklarım beni taşımıyordu artık. Vücudum sancılardan dik duramaz hale gelmişti. Serumun asılı olduğu askıya tutunarak ayakta durmaya çalıştım. Sancı geldiğinde durup, Kocaman nefes alıp inleyerek dışarı üflüyordum. Yürüdüğüm koridor çok kalabalıktı. Günlerden cumartesi, doğumhanenin şifreli kapısı bozuk, herkes koridorda bekliyordu meleğimi… Sizler portakal ile ilgili haber beklerken hastane de direk kendisini bekleyen heyecanlı bir kalabalık vardı böyle Saat 1745 gibi birden bebeğimin dışarı çıkma isteğinin olduğu o his geldi. Tutmayan sağ ayağım ile koşarak doğumhaneye girdim. Yanımda görümcem Müge tam bir doğum koçu gibiydi Ebeler doktoru aradı. Bebeğin eşyalarını getirdiler. Kavuşmama dakikalar kalmıştı sadece… Sürekli az kaldı diyorlardı ya, yine öyle sandım. Sancılar dayanılamaz hale gelmişti. Bir kere bile ağzımdan “dayanamıyorum” kelimesi çıkmamıştı hatta beynimden bile geçirmemiştim bunu. Ama yeniden o koltuğa oturduğumda “biri bana yardım etsin” diye bağırdım. Doktorum geldi, önlüğünü giydi, ışığı açtı ve taburesine oturdu. “evet geliyor, hadi!” dedi. “Ben yapamayacağım!” dedim Masmavi gözlerini gözlerime dikti; “Evet canım kızım, bence de yapamayacaksın!” dedi. “Bu bebeği oradan ne ben ne de bir başkası çıkaramaz, tek çıkarabilecek sensin ve ıkınmalısın” diye devam etti. Annem bunları duyunca beni sezeryana alacaklarını sanıp ağlayarak çıkmış. Bende o an bu kadar sancıdan sonra sezeryana mı gidiyorum yani diye düşündüm. Hayatımın en büyük tokadı buydu sanırım. Bebeğime kavuşmayı o kadar çok isterken nasıl yapamayacağımı düşünmüştüm! Tamam dedim, HAZIRIM! Sonradan bebeğimle doktora teşekkür etmeye gittiğimde o anı hiç unutamadığımı söyledim. Son bir dakika kalmıştı Dedi, beni korkutmak için öyle demiş. Sancı ile ıkınmalısın dedi doktor. Bir kere denedim, olmuyor dedi bana. Nefesini al ve vermeden bebeği it.. Sancının gelmesini beklerken kocamın sesini duydum. “Hadi Seroş, bende buradayım, yapabilirsin!” Dedi bana. Perdenin arkasındaydı, hayatta yapamam demişti ama doğumhaneye girmişti. Daha güçlü hissediyordum. Bir sessizlik oldu ve benim “sancı geldi” dememle doktor, ebeler bana yaklaştı. Derin bir nefes al ve bebeğini it dediler. Kendi kendime “bir… iki… üç…” diye saydım ve ıkındım. Doktor ” aynen böyle harika” deyince “hadi Seroş! Az kaldı!” Dedi kocam. Artık sadece onu duyuyordum. Yeniden sancı geldiğinde yeniden saymaya başladım. “Bir… İki…” Herkes bir ağızdan “ÜÇ” diye bağırdı 4. Ikınmamdı sanırım, şükürler olsun dışardaydı saat 1757. Bu hayatımın en güzel tecrübesi, en mucize anıydı. Ebeler bebeği karnıma koymak istediğimi ve göbek kordonunun geç kesilmesini istediğimi söyledi doktora. Karnıma koydular onu. Bir balık gibi çırpınıyordu. Tek gözü açık, burnunda bir sümük ile baktı gözüme. O anı dünyalara değişmem. Ne bir sancı kaldı ne de bir acı. Sadece o vardı, bebeğim… Karnımın üstünden onu aldılar ve kendimi geriye atıp şükürler olsun diye hıçkıra hıçkıra ağladığımı hatırlıyorum. Perdenin altında bir sürü ayak vardı, annem, kocam, görümcem, güneş.. Çocuk doktoru herkesin dışarı çıkmasını istedi. Meğer bebeğim su yutmuş, nefes alamıyormuş. Mosmor doğmuş, ağlamamış ben farkında bile değilim. Kapının önünde herkes bir bebek ağlaması beklerken nefes alamadığını öğrenmiş. Hatta annem babama “tüm emekleri boşa gitti, bebek mosmor” deyince çömelip ağlamaya başlamışlar. Bense doğum koltuğunda herşeyden habersiz kaç kilo olduğunu öğrenmek için sorular sorup duruyordum. Midesini yıkamışlar meleğimin. Kapıya dayamış dışarıdakileri kulaklarını, o “ınga” sesiyle bir alkış kopmuş, herkes yanındakine sarılmış Perdenin altında yine bir sürü ayak, bebeği giydirmeye başlamışlardı. Ya bana verin, kaç kilo deyip durdum sabırsızca. 4180 gr dediklerinde inanamadım. Belki inansam doktora 4 kg dediğinde normal doğuma cesaret edemezdim Ve yepyeni dünyaya gelmiş bu portakalın o mis kokusu… Asla asla unutulmaz… Her kadın normal doğum yapabilecek güç ile geliyor dünyaya. Yapmamak için hiç bir neden yok, korkacak bir şey de yok inanın bana. Bebeğin geldiği andan itibaren bir ağrı sancı da yok. Doğumdan sonra tüm enerjimi bebeğime verebilmek, dikiş ağrıları ile uğraşmamak, sütüm hemen gelsin diye ısrarcıydım normal doğumda.. Bebeğim iri olmasına rağmen maşallah beni doğarken yıpratmadı. Başı da büyük olduğundan sadece iki dikişlik bir epizyotemi yapıldı.. Hiç pişman değilim, bebeğimle gurur duyuyorum bu macerada çabaladığı için Bir de böyle gözleri açık, bilinci açık oluyor bebekler normal doğumla gelince. Sizinle birlikte ordan çıkıp size kavuşmak için çabalamış bir minik kahraman. Beni odaya aldıklarında gelen herkesi ayakta karşılıyor olmak da oldukça güçlü hissettirdi. Doktorum 10 gün sonra beni muayne ettiğinde “yerinde olsam 6 ayda bir çocuk yaparım” Dedi çünkü iri bir bebek doğurdun, normal doğumdan korkmadın ve göbeğinde tek çatlak bile yok! İşte bu benim doğum hikayem, anlatmaktan bıkmam asla, belki ileride Mehmet Bulut’um da okumak ister.. Beni yoran suni sancılar oldu. Eğer doğum kendiliğinden başlasaydı daha dayanılır olurdu. Çünkü vücudumuz dayanabileceğimiz kadar sancı üretir, suni sancılar ise kaldırıp kaldıramayacağımızı bilmeden verilen bir hormon. Yine de yaşanılması gereken bir bekleyiş, tarifsiz bir his. Kavuşmanın verdiği mutluluk dünyanın en büyük ağrılarına bedel ki bence daha büyükleri de vardır doğum sancılarının Hayatıma hoşgeldin canım portakal! Annen, Seroş… 1 Sinirli erkeği nasıl sakinleştiririz ?? sinirli erkeğe nasıl davranılmalı sinirli erkeklere nasıl davranmalı erkek insana davranmalı biri sakinleştirilir Genelde erkekleri çıldırtmak için elimizden geleni yaparız ama sonrası çok kötü olur yaptığımız hatala kalırız. Peki meleklerim şeytanlıklara aklımız çalışıyor gelin bide onlara meleklik yapmaya çalışalım ​ Her zaman işler yolunda gitmiyor elbet. Ara sıra kavga, gürültüde olacak, olacak ki mutlu anların kıymeti bilinsin. Biz kadınlar, annelik içgüdüsü sebebi ile, erkeğe nazaran daha verici, daha toparlayıcı ve daha yapıcıyız. Hal böyle olunca, tartışmalarda kadın biraz daha sakin kalan taraf oluyor ister istemez. Kabul edelim ki; erkekler sinirlendiklerinde gözlerinin önüne inen bir “mantıklı düşünememe” perdesi sayesinde, ağzından çıkanı kulağı duymaz, etrafta olan biteni görmez oluveriyorlar. Ne yapalım, bu da onların bir zayıf noktası…Çöpe mi atalım adamları böyleler diye…! Elbette hayır. Sinirlenmiş erkeği nasıl sakinleştireceğiz…? Öncelikle hemen problem çözme kostümümüz olan, sıcak gülümseyişimizi ve sakin ses tonumuzu göstermeliyiz. Erkeklerin çok sinirlendiklerinde biraz kendileri ile kalma isteklerine saygı göstermek çok önemli. Biz konuşarak ve anlatarak rahatlıyoruz, ama onlar susmayı tercih ediyor. Ona biraz zaman verip, o sırada sevdiği bir içeceği ve ya bir yemeği hazırlayabilirsiniz. Unutmayalım ! gülümseyen ve sakin ses tonlu kostüm halen üzerimizde. Göz ucu ile takibe devam ediyoruz…! Göreceksiniz ki; ihtiyacı olan alanı verdiğinizde ve ona “ben buradayım” mesajını ilettiğinizde, bir süre sonra sakinleşecek ve size sarılacaktır. Unutmayalım, aslında her erkek annesinin kuzusu. Ve aslında bundan hoşlanmadıklarını söyleseler bile, hayatlarındaki kadından bekledikleri biraz sefkat, biraz anlayış… beklenenbebis Forum Okuru 2 Katılıyorum aynen dee öylee...tşkler güzel noktaya değinmişsin meleğimm 4 Teşekkür ederim bebeklerim 5 güzel ve önemli bi yazı olmuş emeğine sağlık *MeleK* Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım 6 Erkek sinirliyken asla üzerine gitmemek gerekiyor bu esnada kaş yaparken göz çıkartabilirsiniz biraz daha sakinleşmesini bekleyip daha sonra yumuşak bir ses tonuyla karşısına geçip konuşursanız konuşmanın temeli daha sağlam olacaktır Kayıtsız Üye Forum Okuru 7 yardımm merhabalar. ben ismimi vermek ıstemıyorum. bir konuda size danısacaktım...akıllı ve olgun bır ınsanım, eşim bazı zamanlarda çok sinirli oluyor. annesi ve babası dahi ona laf geçiremiyor. cok sınırlı zamnlarında bana vurmamak için ya üstündekileri yırtıyor, ya da sağa sola vuruyor. siniri ise 5 dk bile sürmüyor. gece ise hiçbirsey olmamıs gb davranıyor...sarılıp yatıyoruz..tabı bnm kalbm kırıldıkça kırılıyor...sakın bır zamanında konuyu acınca moralı bozuluyor ve ben konuyu kapatmak zrnda kalıyorum.. yanı konusamıyoruzzz...konu kapanıyor..bu durumda ne yapmam gerekiyor. yardımcı olursanız sevnrm...ben hayatımda boyle şeyler gormedım. anne ve babam bana bu sekılde davranmadı. boyle huyları da yenı cıktı. anlamadım gıttı.... Kayıtsız Üye Forum Okuru 8 yardimm allah yardimcin olsun ayni erkek benim basimdadza var ama benimkisi cok hakaret ediyor 5 dk sonra birsey olmamis gibi davraniyor bende bilmiyorum ne yapicamii 9 en iyisi bir psikologdan yardım almak arkadaşalr tabi bunu iyi birdille eşinize anlatmanız gerekiyor. Erkeleri idare etmek çok zorrr alalh hepimizin yardımcısı olsun 10 en iyisi bir psikologdan yardım almak arkadaşalr tabi bunu iyi birdille eşinize anlatmanız gerekiyor. Erkeleri idare etmek çok zorrr alalh hepimizin yardımcısı olsun Kocamı Kendime Nasıl Bağlarım 3 Kural!Kocamı Kendime Nasıl Bağlarım ilk kuralKocamı Kendime Nasıl Bağlarım ikinci kuralKocamı Kendime Nasıl Bağlarım Son Kural3 Kural yetecek mi peki?Kocamı Kendime Nasıl Bağlarım 3 Kural!“Kocamı Kendime Nasıl Bağlarım” konusunda vereceğimiz bu taktikler çok işine yarayacak. Bu metotlarla sen de onu kendine diye söylüyoruz, kadın dergilerinde genelde önerilen ama işe yaramayan konu başlıkları şunlar;Ateşli Seks İçin 10 ÖneriSeni arzulaması için bunları ve benzeri hareketlerde bulunOnun kalbini kazanmanın yolu kirli sözler söylemekten geçerBu seçeneklerin senin işine yarayıp yaramayacağı tartışılır ama yüksek oranda bir fayda sağlayamayacağın kesin. Çünkü kadın erkek ilişkilerinde istenen sonucu sağlamak için yapman gereken şeylerin tamamının ne olduğunu bilmek ve eksiksizce uygulamak gerekir. Bu dergilerdeki 3-5 maddeyi uygulamakla pek bir sonuca varamazsın. Bu noktada devreye Kocanın Kalbine Gir ve Yataktaki Kraliçe e-kitapları giriyor. Kocamı kendime nasıl bağlarım sorusunu soran her kadına yapması gerekenleri bu kitaplar adım adım anlatıyor. Çok özel taktikler barındırıyor ve tıpkı bir tılsım gibi kocanızın size gitgide bağlanmasını sağlıyor. İlerleyen satırlarda e-kitapları indirebileceğiniz linkleri vereceğiz. İndirin, bir çırpıda okuyun ve kocanızı kendinize bağlamanın tüm yollarını Kendime Nasıl Bağlarım ilk kuralKocanı kendine bağlayabilmen için bazı özel metotlar uygulaman gerekiyor. Bu metotları uyguladığında emin ol ki bir anda evliliğinin rengi değişecek. Güzel görünmen, hoş kokular sürmen ya da en sevdiği yemekleri yapman gibi tavsiyelerden bahsetmiyorum. Kocanın arkasından entrikalar çevirmen gibi şeyler de değil bunlar. Onun ilgisini olumlu yönde çekebileceğin çok özel taktiklerden bahsediyorum. Bir erkek istediği özellikleri eşinde bulamaz ise işte o zaman büyük sorunlar başlayabilir. Eve geç gelmeler, ters cevap vermeler, gereksiz kavgalar ve daha nice sayamadığım büyük sorunlar. Bu sorunların üstesinden gelmek ve kocanın aşkını kazanmak için için Kocanın Kalbine Gir kitabı bulunmaz bir nimet. Bu kitapla kocanı gündelik yaşamda sana hayran bırakacak bilgilere sahip olabilirsin. Kitabı buradan indirebilir ve hemen okumaya başlayabilirsin. Özetle ilk kural; Kocanın Kalbine Gir kitabını okuman olacak ama yapman gerekenler daha bitmedi. İkinci kuralı da dikkate Kendime Nasıl Bağlarım ikinci kuralEvlilikte seks olmaz ise o evlilik biter. Bu yüzden seksin gücünü yabana atmamak gerekir. Sekste erkeği etkilemenin yolları konusunda bilgi sahibi olmak biz kadınlar için bakkala gidip ekmek almak kadar kolay değil çünkü seks hayatımız mahremdir ve herkesle konuşulmaz. İşte bu aşamada önereceğimiz ikinci kural; Yataktaki Kraliçe kitabını okumanız olacak. Kocamı kendime nasıl bağlarım diyen bir kadının bu kitaptan da çok şey öğrenceği kesin. Her evli kadın, yatakta tam bir kraliçe olmayı bilmeli. Aksi halde erkeklerin gözleri dışarıya kaymaya başlıyor. Yazar Sibel Savaş’ın kaleminden Türkiye’de yaşayan kadınların seks konusunda ki eksiklerini tamamlayan, pornografik olmayan ve anlaşılır bir dilde yazılmış resimli bir e-kitap olan Yataktaki Kraliçe kitabını çok beğeneceksin. Yeni sırdaşın olacak bu eser sana çok şaşırtıcı bilgiler verecek. Bu kitaptan sonra yatakta dişiliğini nasıl kullanacağını, bu yolla kocanı kendine nasıl bağlayacağını, erkeklerin sekste ne gibi şeyler istediklerini ve çok daha fazlasını sen de öğreneceksin. Kitabı bilgisayarına ya da telefonuna buradan Kendime Nasıl Bağlarım Son KuralOnun kalbini kazanmak için son kural şu; evliliğine harika bir ivme kazandıracak bu kitapları sadece okumakla kalma ve anlatılanları uygula. Öğreneceğin metotları kocanda uygulamadığın sürece onu kendine bağlayamazsın. Yapman gerekenler tılsım ya da büyü değil ama bunlar cidden tılsım etkisi yaratan davranışlar. Büyüden duadan ayrı olarak kendinle ilgili kişisel gelişimine yatırım yaparsan eşini kendine bağlarsın. Hatta biraz abartıp köle bile yaparsın. Erkekleri elde tutmak aslında zor değil. Sadece izlemen gereken adımları öğrenmen Kural yetecek mi peki?İnsanın hayatının devam etmesi için gerekli unsurları önem sırasına dizersek yine 3 kural çıkar karşımıza. Su içmek, yemek yemek ve hava solumak. Elbette başka unsurlar da mevcuttur ama hayati olan temel kurallar bunlardır. Kocamı kendime nasıl bağlarım arayışında da dikkate alınması gereken farklı kurallar vardır ve evet, verdiğimiz 3 kuralda sizi yönlendirdiğimiz kaynaklar tüm kuralları içerisinde barındırır. Yani bu 3 kural kocanızın kalbini kazanmanız için ihtiyacınız olan Kocanın kalbine gir kitabı ve Yataktaki Kraliçe kitabı indir ücretsiz diye aramayın. Duyduğumuz kadarıyla yazar tanıtım ve test amacıyla zamanında kitabı ücretsiz dağıtmış. Testler olumlu sonuçlanınca ücretsiz dağıtımı kaldırmış. Evliliğinizi kurtarmak istiyorsanız bu Kocanın Kalbine Gir kitabı ve Yataktaki Kraliçe kitabı mutlaka buradan KonularEvlilikte cinsel ilişki pozisyonları resimliKocamı nasıl baştan çıkarırımİki adımda erkeği baştan çıkarmanın yollarıSevdiğin bir erkeği elde etmenin yollarıKocayı mutlu etmenin yolları DUYGU DOLU BİR GÜNDÜ Annem uyanmadan onu uyandırmaya kıyamadığım için evden sabah sabah bankayı ziyaret ettim. Bankada işimi halledince tuhafiyeciye uğradım çok seviyorum bu dükkanı girince çıkmak bilmiyorum . Şu fistoların güzelliğine bakarmısınız seç beğen al. Renk renk kurdelalar  Kızlarım bunları hatırlıyacakmısınız bir bakın bakalım Bugün perşembe bizim mahalle pazarımız var daha önceki yazılarımda da bahsettim sabahları erken saatte giderseniz harika oluyor .Çok zengin bir pazar bir ana baba bir değim vardır ya herşeyin olduğunu anlatmak için söylenen.  Bu kış gününde ne alaka dedim ama biraz düşününce kışın almak daha mantıklı hem ucuz hem sezon başı hazır hemen al denize git . Yatak örtüsü verelimmi size tezgahtar çek abla şöhret olalım diye bağırıyordu.  Bu çiçekleri bana getiren kızlarımın çok sevdiğim arkadaşı Selinim getirdi onu okadar seviyoruz ki niloşum bu sevgisini göstermek için kızına onun adını verdi.  Çok sevdiğim bir çiçek  Kendisi bilmiyor ama o benim manevi kızım kabul edermi etmezmi bilemiyorum ama benim için o öyle. Okadar kibar ince tatlı ki ben onu çok ama çok seviyorum .Kızlarımın yokluğunu hissettirmemek için gelmese bile beni muhakkak arar hatırımı sorar birşeye ihtiyacım olup olmamsıyla ilgilenir bu zamanda nerede böyle gençler .Bugün yine öyle bir gündü çok güzeldi işlerini bir kenara bırakıp bana zaman ayırdı ben onu görünce kızlarımı ne kadar özlediğimi burnumda tüttüklerııini biraz daha anladım onun için dir ki ona her sarılışımda niloşuma ,nonime sarılıyorum gibi hissettim onu görünce onlar gelmiş gibi çok mutlu oldum evime neşe geldi .Ondan hiç ayrılmak istemedim Çok güzel bir kahvaltı yaptık çeşidi az peynir zeytin domates ve salatalıktan ibaret olan bir kahvaltıydı ama dünyanın en güzel kahvaltısıydı.  Annem ve selin kendisiPROFOSYENEL ÇOCUK FOTOĞRAFÇISI diye bakarsanız bebişlerinizin ileride onlara göstereceğiniz çok güzel harıa resimleri olabilir. Selinimin hediyesi  Konu mankenim teyzem teyze dediğime bakmayın ben doğduğumda kendileri 2 yaşındaymış şimdi benim en iyi arkadaşım dert ortağım arada hırlaşırız ama bu da birbirimizi çok sevmemizden kaynaklanır. Selini yolcu ettikten sonra dün gece annemin daha önceden canı sıkılınca ben bu iplerle ne yapabilirim hadi ziyan olmasın motif yapayım dediği .Ve dün gece TV seyrederken elimin işi olmadığı için sıkıntıdan hadi verin onları ben birleştirip kolye yapayım dedim . Sonunda böyle oldu  Bizim aile işte böyle resimde görüldüğü gibi her an ne yapacak ne sürpirizlekarşılaşacağınızı bilemediğiniz bir aile .Dedim ya selini yolcu etmeden teyzem geldi kahveye .Üzerindeki elbiseye bayıldım siyah tiriko mini etek ona da çok yakışmış. Ben böyle deyince benettondan aldım amam yakası çok rahatsız ediyor beni dedi. Bende gel içinden ilmek çıkartalım içinde boğazlı bir buluz giymiş hissi verelim dedim .Dediğimi de yaptım ama biz yakayı bitirene kadar akşam saat oldu yaka bitmedi teyzem tutturdu ben gideceğim kocam geldi diye .Benim bütün ısrarıma rağmen verdiğim kıyafeti giymedi inat etti ve bu şekilde eve gitti akşam merak edip aradığımda hala yaka örüyordu

kocam ana kuzusu ne yapabilirim